İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye başkalarının gözaltına alınmasıyla 19 Mart'ta başlayan protestolara kitlesel olarak katılan üniversite öğrencileri de derslere girmeme kararı alarak boykot ilan etmişti.
İzmir Çiğli Belediyesi'nden 10 ay önce işten çıkarılan kadın işçiler, belediye önünde basın açıklaması yaparak 1 Mayıs'ta Ankara'ya yürüyeceklerini duyurdu.
Mülakat Mağduru Öğretmenler Platformu üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattı.
Hakkında gözaltı kararı verilen Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin'e ifade vermeye gittiği İstanbul Adliyesi'nde çok sayıda sendika, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler gelerek destek verdi.
Nakliyat-İş Sendikası McDonald’s-HAVI Lojistik’te işçilere uygulanan sendika düşmanlığını teşhir etmek için McDonald's Bakırköy Şubesi önünde eylem yaparak Boykot çağrısında bulundu.
Cumartesi Anneleri 1045. hafta gerçekleştirdikleri eylemde Talat Türkoğlu’nun akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Son günlerde yaşanan sokak eylemleri, uzun süredir toplumsal öfkenin ve değişim taleplerinin en güçlü yankı bulduğu alanlar oldu. Ancak bu eylemlerde dikkat çeken bir gerçek var: kadınların katılım sayısının her geçen gün artması. Günlerdir...
Dersim Belediyesinde kayyum tarafından işten çıkarılan ve eyleme geçen işçiler, ülke genelinde yapılan boykot çağrılarına destek verdi.
Gazi Mahallesi'nde yapılan eylemlerde 26 Mart günü gözaltına alınan Mücadele Birliği okuru Sezer Çakmak, 28 Mart günü çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Metris Cezaevine gönderildi. Sezer Çakmak, Metris’ten gönderdiği mesajında yoldaşları,...
İsviçre'nin Basel şehrinde, Türkiyeli ve Kürdistanlı kurumların çağrısı ile 26 Mart günü saat 18.00’de Claraplatz’da buluşan kitle, Türkiye’de gelişen ayaklanmaya destek olmak ve devletin saldırılarını protesto etmek için bir basın açıklaması...
Samandağ Emek Ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Samandağ'da baskılara, tutuklamalara, gözaltılara karşı 30 Mart günü yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Saat 20.00'da eski PTT önünde toplanan kitle, alkışlarla sloganlarla Deniz...
Almanya’nın geleneksel hale gelen Final Newrozu, bu yıl da Frankfurt’ta büyük bir coşkuyla kutlandı. Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı kutlamalar, renkli görüntülere sahne oldu.
HBDH Yürütme Komitesi, Kızıldere’de ölümsüzleşen 71 devrimci hareketinin nadide öncü kadroları için bir açıklama yayınladı ve “Kızıldere Şehitleri Birleşik Devrim Mücadelemizde Yaşıyor!” dedi.
Saraçhane'de, Şişli Cevahir AVM önünde gözaltına alınanlar ve polis baskınıyla evlerinden 17 Mart günü gözaltına alınanlar bugün İstanbul Adliyesi'ne getirildi.
Cumartesi Anneleri / İnsanları 1044. Hafta eyleminde 32 yıl önce Cizre'de gözaltına alınan Ali Karagöz için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Sosyal refromist partilerin yeni “okus pokus”u mu desek, yeni üçkağıdı mı desek, bütün birlik deklarasyonları, istisnasız aşağı-yukarı, şu cümleyle bitiyor: “Bir araya gelişimiz, (adı her ne ise) kurduğumuz birlik seçim için değil, seçimle sınırlı değil”.
Şaka gibi ama gerçek! Bu aralar burjuva sınıftan devrimciliğini ilan eden edene. Herkes, şu ve ya bu ön takıyı kullanıp, devrimciliğini ilan ediyor. Son örnek, tüm yaşamı devrime ve devrimcilere karşı mücadelenin özeti diyebileceğimiz dinci faşist iktidarın başı, “muhafazakar” da olsa, “devrimci” olduğunu ilan etti.
“Muhafazakar devrimci”ymiş; öyle diyor.
Hala hayatta olan burjuva partilerin en yaşlısına genel başkan dayanmıyor! Dahası, onlarla birlikte “Majestelerinin Hükümeti”ne başbakan, haliyle de “majestelerine” hükümet dayanmıyor! Dünyanın bu en aristokratik burjuva ülkesi, bir türlü başını siyasal krizlerden kurtaramıyor.
Türkiye ve Kürdistan'da toplumun bütün işçi-emekçi kitleleri hareket halinde. İrili ufaklı eylemlerin ardı arkası kesilmiyor. Her toplumsal kesim, kendi yaşamsal sorunları için ilk fırsatta sokağa çıkıyor, eyleme başvuruyor, sorunun çözümünün parlamentodan değil, seçimleri beklemekten hiç değil, ama kendi kollarından, kendi eyleminden geçtiğini görüyor.
Soma'da grizu patlaması yüzlerce maden işçisinin ölümüne yol açınca, dinci faşist iktidarın başı, “bu işin fıtratında var” demişti. Bartın-Amasra'da kırk bir madenci işçi grizu patlamasıyla yaşamını yitirince “Kader planı”dır dedi.
14 Ekim Perşembe günü Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı bulunan bir madende patlama meydana geldi. Patlamanın ardından ilk gelen bilgilerde hayatını kaybeden işçilerin sayısı 28’di ve onlarca işçi yer altında mahsur kalmıştı.
Hayat pahalılığı, işsizlik, kapanan fabrikalar, her gün ve büyük bir hızla düşen işçilerin, emekçilerin reel gelirleri... Ve belki de tüm bunları gölgede bırakacak büyük bir yıkım savaşının toplanan bulutları...
Faşist Ukrayna Hükümeti ve devletinin Kırım-Kerç köprüsünü bombalamasıyla savaşın tırmanışa geçtiğine önceki Editör yazımızda işaret etmiştik. Söz konusu makalede, bundan böyle Rusya'daki iktidarın önünde sadece iki yol kaldığını, bunlardan birincisinin “Ukrayna Hükümetinin bu eylemine sert bir karşılık vererek savaşın ucu belirsiz bir noktaya tırmanmasının yolunu açmak”; ikincisinin, “emperyalistlerle köprüleri atmamak adına bu saldırıyı sineye çekmek” olduğuna işaret etmiş ve eklemiştik: “ikinci yolu seçeceğini sanmıyoruz.”