Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde 2 haftadır tutsak olan muhabirimiz Serpil Ünal ve birlikte tutsak edildiği gazeteciler Pınar Gayıp, Gülistan Dursun revire götürme bahanesi ile koğuştan çıkarılarak Silivri’de bulunan Marmara Kapalı Cezaevine...
Sabah erken saatlerde Mersin’in Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Aslan ile meclis üyelerinin evlerine polis baskını düzenlendi. Eşbaşkanlar ve meclis üyeleri belediye meclis üyeleri Özgür Çağlar, Hikmet Bakırhan ve...
Ankara 10.Sulh Ceza Hakimliği kararıyla bugün bir çok hesaba engelleme geldi. Aralarında web sayfamız www.mucadelebirligi23.net’in de olduğu internet siteleri ve @MBGazetesi’nin de bulunduğu sosyal medya (X) hesapları erişime engellendi.
Suriye Demokratik Güçleri (QSD), Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu Tişrîn barajının hasar gördüğünü ve yıkılmak üzere olduğunu söyleyerek, bölgede yaşayan Kürt ve Arap halkları baraja sahip çıkmaya çağırdı.
Küba’da Devrimci Silahlı Kuvvetler Bakanlığı (Minfar), yaptığı açıklamada, 7 Ocak Salı günü Holguín eyaletinin Rafael Freyre belediyesine bağlı Melones'de askeri malzemelerin depolandığı bir şantiyede patlamalar meydana geldiğini bildirdi.
MESS’in yüzde 40 ücret zammı dayatmasına karşı, yasaklamalara rağmen 25 gündür fiili grevde olan Schneider Elektrik işçileri, Birleşik Metal-İş Sendikası öncülüğünde mücadelelerini kazanımla sonlandırdı.
KESK’in de aralarında olduğu emek örgütleri, tüm kamu çalışanlarının ücretlerinin, diğer ekonomik ve özlük haklarının her geçen yıl, onurlu insanca yaşanacak bir gelir düzeyinden ve güvenceli çalışma yaşamından uzaklaşıp, açlık ve sefalet...
Tek Gıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez işçileri, 173 gün süren eylemlerinin ardından taleplerini kabul ettirerek kazandıkları zaferi, fabrika önünde halay çekerek kutladı.
Birbirine karşıt eğilimlerle, karşıt doğrultularda kitle gösterileri gerçekleşiyor çeşitli ülkelerde.
Volkswagen’in taşımacılığını yapan Hödlmayr Lojistik Limited Şirketi, şirkette çoğunluğu sağlayan Nakliyat İş Sendikası'na işyeri çoğunluk tespitine keyfi bir biçimde itiraz etmişti. Ardından sendikaya üye olan işçilere baskı ve tehditler...
Sendikaya üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin 6 ay süren eylemi, kazanımla sonuçlandı.
Geçtiğimiz haftalarda 6-10 Ocak tarihleri arasında iş bırakacaklarını duyuran Aile Hekimleri’nin iş bırakma eylemi başladı. Aile Hekimleri, “Eziyet Yönetmeliği” adını verdikleri Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin iptali için, 2...
Gülistan Doku için Adalet Komisyonu, Gülistan Doku'nun kaybedilmesinin 5. yılında İstanbul, İzmir ve Amed’de toplanarak eylem düzenledi.
Cumartesi Anneleri 1032. Hafta'da, 2025'in ilk buluşmasında iki yıl arayla İstanbul'da gözaltında kaybedilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbetini sordu.
Antakya Emek Ve Demokrasi Platformu, Ortadoğu'daki savaşlara, emperyalist faşist saldırganlıklara ve halkların katliamına karşı alanlardaydı.
Zindanlar alarm veriyor. Virüs bulaşan tutsak sayısı her geçen gün artıyor. Ne tedavi, ne test, ne önlem... Tam tersine, salgın günlerinde önlem bahanesiyle her tür hakları budandı. Zaten baskı, hak gasbı, işkence dolu dizgin gidiyordu. Şimdi salgını bahane ederek tamamen gemi azıya aldılar.
Gündemimizin artık önemli bir bölümünü kaplıyor kadın cinayetleri. Kadın cinayetleri, kadın ve çocuk istismarları, taciz ve tecavüzler, kadın ve çocuklara uygulanan şiddet... Savunurken mangalda kül bırakmadığımız, başımızın tacı olan kadınlar ve çocuklar, gerçek hayatta gerici, çürümüş toplumun kurbanları arasında ilk sıralarda geliyor.
Soldaki fotoğrafta acılı bir anne var. Sağdakinde ise ona bu acıları yaşatan “vatan kahramanı” bir faşist! Soldaki kadın, gencecik kızının ölümüne ağıtlar yakıyor, “ben çocuklarımı bir uzman çavuş tecavüz etsin diye mi büyüttüm” diye haykırıyor. Sağdaki faşist, işlediği insanlık suçuna rağmen “dokunulmaz” biri olarak ordudaki görevine devam ediyor.
Yaşasın Kızıl Belarus!
15 Ağustos: Biz hepimiz tek bir paltodan çıktık: SSCB. Belarus, Ukrayna, Rusya, Gürcistan, Kırgızistan. Aynı başlangıç koşullarına sahibiz -tabii ki kendi yerel özgünlüklerimizle. Ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla aynı toplumsal, ekonomik ve politik dönüşüm süreçlerinden geçtik.
Kaldığımız yerden devam edelim.
70’li yıllar biliniyor. Faşist darbeden üç-dört yıl sonra sınıf mücadelesi büyük bir ivme kazandı. Grevler, direnişler, devrimci fikirlerin iki ülkenin en ücra köşesine yayılmış, faşistlerle çatışmalar başını alıp gitmişti. İşçi sınıfı, emekçiler ve Kürt halkı ile sermaye sınıfı arasındaki sınıf savaşı çok sert bir hal almaya başlamıştı.
Bunca yoğun, baş döndürecek denli yoğun “diplomasi trafiği”nden bir anlaşma çıkacak mı? Libya’dan bahsediyoruz. Onunla bağlantılı olarak Doğu Akdeniz’de, sahada askeri gemilerin köşe kapmaca oyunu sürüyor. Bu köşe kapmacayı kat be kat aşan bir görüşme trafiği ise, salgına rağmen artarak devam ediyor.
Başlık, tırnak içine almamızdan belli, bize ait değil. Burjuva muhalefet partileri -ki hepsi gerici, dinci faşist bir karışımdan ibaret-, küçük burjuva uzlaşmacılar, sosyal reformistler, liberaller şimdi bu sakızı çiğniyor, emekçi sınıflara ve ezilen halklara böyle bir sistemin kurtuluş olacağını vaaz ediyorlar.
Kapitalist sistem çöküyor. Her yerde çöküyor. Ve bu çöküş belirginleştiği oranda tek gerçek düşmanına, proleter sosyalizme, komünizme saldırısı yoğunlaşıyor. Her tür sözde özgürlük, hem de “en demokratik ülkelerde” birer birer kaldırılırken, tüm toplumların belleklerini silmek ve yeniden biçimlendirmek adına tarihin yeniden yazımına girişiliyor her yerde.