Birbirine karşıt eğilimlerle, karşıt doğrultularda kitle gösterileri gerçekleşiyor çeşitli ülkelerde.
Gürcistan, yaklaşık 40 gündür protesto gösterilerine tanık oluyor. Geçmişte ABD eğitimli Saakaşvili'nin başa getirilmesiyle Rusya karşıtı bir konuma sürüklenen Gürcistan, NATO ve AB üyeliği hayalleriyle sürüklendiği macerada, 2008 yılında Rusya ile 8 günlük savaşa tutuşmuş, karşılığında Güney Osetya'yı kaybetmişti. Ülkenin adım adım felakete sürüklenmesi karşısında seçimleri kazanan ekip, ABD-NATO piyonu olma misyonuna mesafeli duruş sergiledi. Özellikle Ukrayna savaşı sonrası Tiflis üzerindeki baskılar yoğunlaştı. Kafkaslarda Rusya'ya karşı ikinci bir cephe açılması için ABD-NATO bütün gücüyle bastırdı.
Ukrayna'nın uğradığı yıkımı gören Gürcistan yönetimi, bu ülkenin emperyalistler için Rusya'yı yıpratma aracından başka bir şey olmadığını net olarak anladı. Ölen yüzbinlerce Ukrayna askerinin, yok edilen altyapının, uğranılan korkunç yıkımın emperyalistler için hiçbir önemi yoktu. ABD-NATO baskısına boyun eğecek olurlarsa, küçücük Gürcistan'ın tamamen yok olup gideceğine ikna olan iktidar partisi, ki bir burjuva hükümettir kendisi, emperyalistlerin baskılarına net bir şekilde karşı çıktı.
Bunun üzerine ülkede "Avrupa Birliği yanlısı" gösteriler başladı. Tıpkı 2014'te Ukrayna'da başlatılan "Maydan gösterileri" gibi, yoğunluğu artacak eylemlerle hükümeti köşeye sıkıştırmaya, hatta devirmeye çalıştılar. Adına "muhalefet" denen, emperyalistlerin örgütleyip beslediği ekipler sokaklara salındı. Muazzam medya kampanyalarıyla desteklendi. AB diplomatları, bir dolu büyükelçi, emperyalist ülkelerin bakanları... sıra sıra Tiflis'te boy gösterdi. Gürcistan'ın Fransız yurttaşı avukat eskisi cumhurbaşkanı da sınır tanımaz bir şekilde provokatörlüğü üstlendi. Tüm çabalara rağmen mevcut burjuva hükümet partisi seçimlerden ezici bir zaferle çıktı. Ardından meclisteki cumhurbaşkanlığı seçiminde de kendi adayını seçti. Fransız yurttaşı Gürcistan cumhurbaşkanı Zurabaşvili (granny-büyükanne) "görevi devretmeyeceğim" dese de, tutuklanma tehdidi karşısında cumhurbaşkanlığı sarayını terk etti.
Hükümet, emperyalist baskılara meydan okuyarak, AB katılım müzakerelerinin başlatılması sürecini askıya aldı. Protestolarda gözaltına alınan 25 yabancı uyruklu göstericiyi sınır dışı etme karar aldı.
Emperyalistlerin tertiplediği gösteriler, sürekli güç kaybederek de olsa, 28 Kasım'dan beri devam ediyor. Tiflis'teki yönetim, Maydan türü karşı-devrime -faşist darbeye demek daha doğru olur- direniyor, uyanık bir şekilde karşı önlemler alıyor. Zira böyle bir karşı-devrim, Gürcistan için tam bir yıkımla sonuçlanacak "ikinci cephe" anlamına geliyor.
Emperyalistler açısından işlerin yolunda gitmediği Romanya'da ise sokakları dolduranlar, ABD-NATO beslemeleri değil, karşıtları.
Romanya'da 24 Kasım'daki cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimlerini Georgescu kazanmıştı. Georgescu, ABD-AB emperyalistlerinin dayattığı çizgiye karşı bir söylemle seçimlerden önde çıkmıştı. Emperyalistlerin dayatması sonucu seçimler iptal edildi. Somut hiçbir veri bulunamamasına rağmen, Anayasa Mahkemesi'nin seçimleri iptal etmesi, emperyalistlerin "demokrasi"lerinin yaldızlarını dökmeye yetti. Bugünlerde Bükreş sokaklarında Georgescu destekçileri, seçimlerin iptalini ve emperyalistlerin hoyrat müdahalesini protesto ediyor.
Her tür yanlış anlamayı önlemek için belirtelim. Georgescu sol/sosyalist bir aday değil. Tam tersine, tutucu-burjuva bir aday. Hatta emperyalist basında "aşırı sağcı" olarak niteleniyor.