MESS’in yüzde 40 ücret zammı dayatmasına karşı, yasaklamalara rağmen 25 gündür fiili grevde olan Schneider Elektrik işçileri, Birleşik Metal-İş Sendikası öncülüğünde mücadelelerini kazanımla sonlandırdı.
KESK’in de aralarında olduğu emek örgütleri, tüm kamu çalışanlarının ücretlerinin, diğer ekonomik ve özlük haklarının her geçen yıl, onurlu insanca yaşanacak bir gelir düzeyinden ve güvenceli çalışma yaşamından uzaklaşıp, açlık ve sefalet...
Tek Gıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez işçileri, 173 gün süren eylemlerinin ardından taleplerini kabul ettirerek kazandıkları zaferi, fabrika önünde halay çekerek kutladı.
Birbirine karşıt eğilimlerle, karşıt doğrultularda kitle gösterileri gerçekleşiyor çeşitli ülkelerde.
Volkswagen’in taşımacılığını yapan Hödlmayr Lojistik Limited Şirketi, şirkette çoğunluğu sağlayan Nakliyat İş Sendikası'na işyeri çoğunluk tespitine keyfi bir biçimde itiraz etmişti. Ardından sendikaya üye olan işçilere baskı ve tehditler...
Sendikaya üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin 6 ay süren eylemi, kazanımla sonuçlandı.
Geçtiğimiz haftalarda 6-10 Ocak tarihleri arasında iş bırakacaklarını duyuran Aile Hekimleri’nin iş bırakma eylemi başladı. Aile Hekimleri, “Eziyet Yönetmeliği” adını verdikleri Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin iptali için, 2...
Gülistan Doku için Adalet Komisyonu, Gülistan Doku'nun kaybedilmesinin 5. yılında İstanbul, İzmir ve Amed’de toplanarak eylem düzenledi.
Cumartesi Anneleri 1032. Hafta'da, 2025'in ilk buluşmasında iki yıl arayla İstanbul'da gözaltında kaybedilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbetini sordu.
Antakya Emek Ve Demokrasi Platformu, Ortadoğu'daki savaşlara, emperyalist faşist saldırganlıklara ve halkların katliamına karşı alanlardaydı.
HBDH Genel Konseyi, 2024’ün son günü “2024 Yılı Askeri-Politik Durum Değerlendirmesi”ni yayınladı. Değerlendirmeyi, haber değerinden ötürü paylaşıyoruz:
19’u çocuk 34 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın, Roboski Katliamı’nın üzerinden 13 yıl geçti.
Antakya Emek ve Demokrasi Platformu, “Bu Asgari Ücretle Yaşanmaz! Tüm Çalışanları Emeğe Kölelik Dayatanlara Karşı Birleşmeye Çağırıyoruz!” diyerek Sevsen Nevzat Şahin Ortaokulu karşısında bir araya gelerek asgari ücret zammına karşı bir basın...
Dünya Kadın Konferansı Ortadoğu Kıta Koordinasyonu (WWC), Suriye’de yaşananlara dair 24 Aralık tarihli bir açıklama yayınladı:
George Floyd’un polis tarafından öldürülmesinin ardından önce ABD’de başlayan sonra da dünyanın başka başka yerlerinden destek bulan eylemler sonucu herkesin aklında bir soru belirdi: “Bu gösterilerin arkasında kim var?”
Sermaye sınıfı ve onun adına devlet-siyasi iktidar ikilisi, ekonomik krizin, bütçe açığının, savaş masraflarının yükünü emekçi sınıfların, ezilen halkların sırtına nasıl yıkar?
Dün (2 Haziran) akşam saatlerinde, Dersim Ovacık kırsalında yaşanan çatışmada TKP/ML-TİKKO gerillası Şerzan kod adlı Hasan Ataş’ın ölümsüzleştiği öğrenilmişti. Bölgede operasyon devam ediyor.
Defalarca dile getirdik. Sermaye iktidarı toplumu yönetemiyor. Uzun bir süredir topluma karşı savaşıyor. Her türlü araçla savaşıyor. Sindirmeye çalışıyor. Korkuyla esir almak istiyor.
Dünkü köşemizde ordu-polis-yargı-zindandan oluşan omurganın devlet denen aygıtı taşıdığını; gerçekte devletin esas olarak bu aygıtlardan ibaret olduğunu anlatmaya çalışmıştık. Burada ordu-polisi (ordu-polis) biçiminde düşünmek daha doğru olur. Böylece devletin üç saçayağı olduğu görülür: (ordu-polis)-yargı-zindan. Bu üç saçayağından biri kırılırsa devlet denen baskı ve zor aygıtı çöker ya da dağılmaya başlar.
Aralarında DÖB’ün de olduğu gençlik örgütlerinin son dönemlerde artan polis ve devlet şiddetine karşı İstanbul Kadıköy’de düzenlemek istediği eyleme polis saldırdı.
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesi protestocular ve kolluk güçleri arasındaki çatışmalara batmışken Pazartesi günü kendisini "kanunun ve düzenin başkanı" olarak ilan etti.
Bütün dünyada sermaye sınıfı, geniş emekçi kesimlere, halk yığınlarına karşı savaş halinde. En demokratik geçinen ülkelerde bile kriz anlarında, sermaye düzeninin tehlikeye girdiği anda her türlü özgürlük ve “bireysel hak”kın bir çırpıda nasıl ayaklar altına alındığını hep birlikte görüyoruz.