< < İlk Yangından Kısa bir Anlatı


 

Antalya Manavgat’ın Kalemler köyü de içinde olmak üzere 4 ayrı noktada çıkıyor ilk yangınlar. (28 Temmuz 2021, Öğle saatleri). Orada kuzenlerim bulunuyor yaz tatili sebebiyle. Kuzenimin eşinin köyü orası. Kuzenim ve eşi öğretmen. Yaz tatili başlayınca ailelerini görmeye yanlarına gidiyorlar. Ve yangın bu süreçte oluyor. Hala oradalar. Kuzenimin anlattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Evleri hafif yüksek bir yerdeymiş ve yangını görüyorlar. Yangın hızla ormanlık alandan yerleşim yerlerine evlere, ahırlara doğru yayılıyor. Çok kısa bir sürede (10 dakika gibi) evlerin bulunduğu yere ulaşıyor yangın. En kısa sürede 7 kişi küçük arabaya atlayıp çıkmaya çalışıyorlar köyden.

Kuzenim “iyi ki arabada suyumuz vardı önceden hazır, yoksa sussuz mahvolurduk” diyor. Çünkü alev yalımlarının içinden geçmek zorunda kalıyorlar. Yollar da da yangın var. Evin bulunduğu yere geri dönmek istiyorlar ama bakıyorlar ki oralar da yanıyor. Yola devam ediyorlar. Büyük bir tarlaya, ağaç olmayan bir tarlaya çekip arabayı arabanın içinde saatlerce bekliyorlar.... panik, endişe, korku... “hiç” diyor “hayatımda böyle bir şey görmemiştim. Bu çok büyük bir felaket. Herşey yandı. Doğa, ağaçlar, canlılar, hayvanlar, birçok ev ve ahır.” Onların kayınpederinin evi biraz yüksekte kaldığı için çok yanmamış, kullanılabilir durumdaymış. Ama köyde birçok akrabanın evleri ve ahırları yanmış, hayvanların bir çoğu telef olmuş. Yetkililer onlara yanan ahır ve evlerinin yerine hiç de onları karşılamayan saçma sapan öneriler getiriyorlarmış. İki katlı ev yapalım, altı ahır olsun. Ya da başka şeyler... Kendileri ise yanan ahırdan kalan kısımları düzenleyip kurtardıkları hayvanları oraya yerleştirmek istiyorlar. Yangından önce evleri ve ahırları çok güzel villa gibiymiş. Biz kendimiz daha iyisini düzenleriz diyorlarmış...

Köye geri dönmüşler, yangın bitince. “Peki yine yanarsa!”, dedim. “Yanacak bir şey kalmadı ki, herşey kül oldu, ağaç, toprak, ot, ormandaki her türlü canlı, ekolojik sistem.” “Doğada hiçbir şey kalmadı, herşey yandı” diyor. “Artık yanacak yer kalmadı, ütü gibi geçti herşeyin üzerinden yangın” diyor. Yanan yerlede garip böcekler çıkmaya başlamış.

Bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorduğumda; “biz iyiyiz de, ahırları, hayvanları telef olan, evleri yanan amcaların durumları iyi değil” diyor.

 

Kuzenimden sonra Milas’da oturan bir dostumuzu aradım. Sizin oralar ne durumda diye sordum. “Bizim köyde, yangın yok ama dün gece (3 Ağustos’u 4 Ağustos’a bağlayan gece) karşı köyde yangın kundaklama girişimleri olmuş,” dedi. Herkesin tetikte beklediğini, köylerde kundakçılara karşı nöbet tutulduğunu anlattı. Halkın bu devlete güvenmediği için kendi önlemini bireysel olarak kendilerinin aldığını, belirtti. Gruplar halinde gece gündüz köylerde nöbet tutuluyormuş.

 

Mücadele Birliği Okuru