20 sene önce, 26 Eylül 1999’da, F Tipi Zindanlara geçişi sağlayabilmek için “prova kapsamında” Ulucanlar Zindanında bir katliam gerçekleştirdi devlet... 10 devrimcinin katledildiği, yüzlercesinin sakat bırakıldığı saldırı, Türkiye’nin katliamlar tarihinde “Ulucanlar Katliamı” olarak yerini aldı.
Bugünlerde “demokratik anayasa”, “demokrasi cephesi”, “demokratikleşme” lafları gene gırla. Oysa faşist sistemlerin bu yöndeki çözülmesinin güçlü/program sahibi sokak-sınıf hareketi ile sağlanabileceğinin onlarca örneği var. Faşizmin paketler, kanunlar, anayasa adı verilen kağıt parçaları ile demokratlaşmayacağını akılda tutarak başlamalıyız.
Gitti Sapmadan1
devirdiğimiz onca günün ardından
çekip gidersem
hiç umduğunuz anında kavganın
İstanbul’da 5,7-6 şiddeti arasında deprem yaşandı.
Uzun zamandır bekleniyordu İstanbul depremi. Özellikle son haftada Marmara Bölgesi civarında ard arda gelen 3 şiddetindeki depremler gelecek depremin habercisi idi. Ve bu depremin devamının yahut daha şiddetlisinin gelip gelmeyeceğini İstanbullular olarak bekleyip göreceğiz.
Zırhlı araçlar can almaya devam ediyor.
Dersim Mazgirt’in Göktepe köyünde 22 yaşındaki Oktay Er, ana cadde üzerinde askeri aracın hedefi oldu.
Kayyum atanan Kulp Belediyesi’nin meclis üyelerini ziyaret eden HDP’li yöneticilerin bulunduğu grup uzun namlulu silahları olan 10 kişinin saldırısına uğradı. Sopa ve coplarla yapılan saldırıda iki kişi yaralandı.
50 yıl önce Beyazıt Meydanı’nda katledilen Taylan Özgür, vurulduğu yerde ailesi ve yakınları tarafından anıldı.