İSİG Meclisi: "Çocuklarımız Çalıştırma Kıskacında Ölüyor!"

 

İSİG Meclisi Çocuk İşçi Cinayetleri Raporu'na göre 2023'yıılında en az 671 çocuk, AKP'nin iktidar olduğu 21 yılda ise en az 907 çocuk işçi iş cinayetlerinde katledildi. Raporda yoksulluk nedeniyle çocukların tarım, inşaat, sanayi gibi işlerde ve sokakta çeşitli işlerde çalışırken yaşamı yitirdiğini belirtti. Raporda stajyerlik, MESEM gibi projelerle çocukların sermayeye ucuz işgücü olarak sunulduğuna, diğer yandan iktidarın çocuk işçilik ve çocuk işçi cinayetleri yokmuş gibi davrandığına dikkat çekildi.

İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi, ard arda yaşanan çocuk işçi cinayetlerinin ardından Çocuk İş Cinayetleri Raporu'nu yayınladı.

Rapor Ocak ayında MESEM kapsamında staj gördüğü işyerlerinde hayatını kaybeden (kafası sac büküm makinesine 16 dakika sıkışan 14 yaşındaki çocuk işçi Arda Tonbul ve üzerine sunta bloklar devrilen 15 yaşındaki çocuk işçi Erol Can Yavuz şahsında) bütün çocuk işçilere ithaf edilerek "MESEM, tarım ve inşaat işçiliği, sokakta çalıştırma kıskacında çocuklarımız ölüyor" denildi.

Rapora göre İSİG Meclisi tarafından iş cinayetlerinin kayıtlarının tutulmaya başlandığı yıldan bugüne 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Yıllara bakıldığında; 2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 67 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi, 2022 yılında en az 62 çocuk işçi, 2023 yılında en az 54 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

İSİG Meclisi çocuk işçilik raporlarımızda kullandıkları kavramları da değindi.

18 yaşını doldurmayan ve (ücretli ya da kendi nam ve hesabına/ücretsiz) çalışan toplumun her üyesini “çocuk işçi” olarak tanımlayan İSİG Meclisi, çocuk işçilerin hangi sektörlerde ve hangi şartlarda çalıştıklarına dikkat çekti.

 

"Kapitalizmin Acımasız Üretim Çarkında Gençliğini, Sağlığını Ve Geleceğini İşyerlerinde Bırakan Çocuklar...."

Raporda "Çocuk işçilerin tarım sektöründe ailesiyle birlikte mevsimlik olarak ücretli veya tarlasında çalışanlardır, çocuk işçiler haftanın bir günü okulda dört günü işyerinde olan MESEM adı altında çalışanlardır, çocuk işçiler kentlerin varoşlarında aile içi emek kapsamında ücretsiz çalışanlardır, çocuk işçiler iş öğrensin diye yaz tatilinde çalışanlardır, çocuk işçiler harçlığını kazansın diye tanıdığın yanına verilenlerdir... Ama çocuk işçiler sistematik olarak Türkiye kapitalizminin daha ilköğretim çağındayken bile acımasız üretim çarklarına soktuğu oyun alanlarından koparılan çocukluğunu, gençliğini ve sağlığını işyerlerinde bırakan bu ülkenin geleceğidir. Kesinlikle arızi bir olgu değil bilinçli sistematik bir ucuz emek sömürüsüdür" denildi.

Yasalarda “Çocuk işçi: 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişidir.” ve “Genç işçi: 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişidir.” şeklinde tanımlandığını belirten İSİG Meclisi, güncel olarak ve uzun vadede istisnaların olmaya başladığını, çalışma hakları, sosyal güvenceleri gözetmek gerektiğini vurguladı.

 

"Her Gün Artan Çocuk İşçilik Görünmez Kılınmaya Çalışılıyor"

AKP’nin hükümet olduğu 22 yılda. hayata geçirdiği tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikaların her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirdiğini, diğer yandan ise sanki “çocuk işçilik” yokmuş gibi bir hava verilerek bu sorun görünmez kılınmaya çalışıldığına dikkat çeken İSİG Meclisi, görünmez kılma politikasının çocuk işçilik ölümlerinde de devletin açıkladığı verilerde gözükmekte olduğunu belirtti. İSİG Meclisi, SGK’nın açıkladığı çocuk işçi ölüm sayılarının daha da düşük olduğunu hatırlattı.

Çalışma Bakanlığı verileri ve milletvekillerinin soru önergelerinde yer alan en fazla çocuk işçi ölümü rakamları dikkate alındığında 2002-2012 yıllarnda ise; 2002 yılında en az 1 çocuk işçi, 2003 yılında en az 18 çocuk işçi, 2004 yılında en az 29 çocuk işçi, 2005 yılında en az 27 çocuk işçi, 2006 yılında en az 29 çocuk işçi, 2007 yılında en az 28 çocuk işçi, 2008 yılında en az 29 çocuk işçi, 2009 yılında en az 12 çocuk işçi, 2010 yılında en az 24 çocuk işçi, 2011 yılında en az 24 çocuk işçi ve 2012 yılında en az 15 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Çalışma Bakanlığı’nın bu açıklamalarına 2013 yılı ile birlikte tutulan İSİG Meclisi verileri de eklendiğinde AKP’li yıllarda en az 907 çocuk işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği görülüyor.

İSİG Meclisi’nin 18 yaşında çalışırken hayatını kaybeden işçi verilerini göre 2013 yılında en az 18, 2014 yılında en az 20, 2015 yılında en az 20, 2016 yılında en az 19, 2017 yılında en az 18, 2018 yılında en az 27, 2019 yılında en az 14, 2020 yılında en az 13, 2021 yılında en az 11, 2022 yılında en az 13 ve 2023 yılında en az 17 “on sekiz yaşındaki işçi”iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

 

"Çocuk Emeği Sömürüsü Ve Yasal Model Çıraklık"

Türkiye’de çocuk emeğinin sömürüsünde yaygın bir şekilde kullanılan temel yasal model çıraklık olduğu ifade edilen raporda "Yoksul ailelerin çocuklarına yapılacak eğitim yatırımının maliyetini ortadan kaldırmak üzere kurulan ve 1970’lerden bu yana uygulanan bu model sınıfsal eşitsizliği derinleştirmiştir. Belirli dönemlerde çıraklığa ilişkin mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır. Ancak bu düzenlemeler çıraklığı ortadan kaldırmak ya da azaltmak üzere değil tam tersine mevcut yeni piyasa koşullarına ya da yasal değişikliklere uyum sağlamak üzere geliştirilmiştir" denildi.

 

"MESEM: Ara Eleman Yetiştirme Ve Ucuz Emek Gücü İhracı"

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM)'in ise 2016 yılı sonuna kadar var olan ‘Çıraklık Eğitim Merkezleri’nin devamı niteliğinde olduğunu ifade eden İSİG Meclisi 4+4+4 modeli birlikte eğitim sisteminin içine daha fazla entegre edilmiş ve kitleselleştirilmiş bir çocuk işçilik sistemi oluşturulduğunu belirtti. MESEM uygulaması hayata geçirilirken AB ülkeleri örnek verildiği ancak uluslararası işbölümünde Türkiye’nin rolü düşünüldüğünde yapılanın "ara eleman yetiştirmek ve ucuz emek gücü ihracı" olduğuna dikkat çekti.

 

"MESEM İle Çocuk İşçilik Meşrulaştırılıyor"

MESEM kapsamında yaklaşık 1,5 milyon öğrencinin bulunduğu, bu öğrencilerin yaklaşık 300 binini ise 18 yaşın altındaki çocuklardan oluştuğu belirtilen raporda, çocuk işçiliğin ‘bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma’ uygulamasıyla meşrulaştırıldığı vurgulandı.

 

"Meslek Lisesi Sermaye İçin Memleket Meselesi"

Bu uygulamanın kökenlerinde 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesi ile hayata geçirilen neoliberal politikalar, 1990’lı yıllardan itibaren eğitimin metalaştırılması ve sanayi-eğitim işbirliği politikaları, 2006 yılında MEB-Koç Holding işbirliği ile “Meslek lisesi memleket meselesidir” şiarıyla öğrencilerin sanayi için ara eleman olarak yetiştirilmeye başlanmasının bulunduğu belirtilen raporda TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in “Bizim çıraklarımız çocuk işçi değildir, onlar ustalarından meslek öğrenen öğrencilerdir.” sözleri ile hayata geçirilen adımlar olduğu da ifade edildi.

Patronlara, çırak ve stajyer çalıştırmaya dönük bu teşvik politikalarının aynı zamanda çocuk işgücünü iş kazalarının, iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı küçük işletmelere doğru kaymasına neden olduğnu belirten İSİG Meclisi, bu işletmelerin genel denetimler ve işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimlerinde en az denetlenen yerler olması da çocuk işçilere yönelik sömürü ve kuralsızlığı arttırmakta olduğunu vurguladı.

 

"Eğitim Adı Altında Devletten Sermayeye Destek"

MESEM’lerde her yaştan öğrenci bulunduğunu hatırlatılan raporda "Bu durum da bir yandan yaşlılara kadar uzanan bir yelpazede yeniden işçileştirmenin hayata geçirildiğini diğer yandan eğitime destek adı altında da devletten sermayeye kaynak aktarıldığını da göstermektedir" denildi.

MESEM’lerde yoğunlaşan çocuk işçiliğin nesnel zeminini yoksulluğun oluşturduğunu belirten İSİG Meclisi "Türkiye’de zaten binlerce çocuk aileleri geçinemediği için çalışmak zorundaydı. Bazen yazın çırak olarak bazen okul sonrası atölyeye giderek bazen de okulu bırakarak çalışıyorlardı. 2021 Eylül ayından itibaren ise derinleştirilen yoksullaştırma politikaları ile Türkiye’de her yaştan insan hızla ücretliler ordusuna katıldı" diyerek artan ücretliler ordusunun hızla artışına dikkat çekti.

 

"Meslek Sahibi Olmak İsterken Sağlıklarını Çocukluklarını Gençliklerini İş Yerlerinde Bırakıyorlar"

Raporda "Doğal olarak maddi durumu kötü olan ailelerden çocukların MESEM tercihinde (zorunluluğunda) bulunduğunu, böylece bir yandan okuyup diğer yandan çalışıp diploma, kalfalık ve ustalık belgesi alma imkânları olacağı umudunu taşıdığı ifade edilen raporda "Ancak bu çocuklara sunulan gelecek organize sanayi bölgelerinde, gıda, metal, kimya gibi sektörlerde ara eleman olma ya da hizmet sektörü çalışanı olmaktı. Diğer yandan sağlıklarını, çocukluklarını ve gençliklerini işyerlerinde bırakacaklardı" denildi.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı ise şöyle: Tarım, Orman işkolunda 380 çocuk (250 işçi ve 130 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 71 çocuk; Metal işkolunda 46 çocuk; Konaklama, Eğlence işkolunda 45 çocuk; Gıda işkolunda 23 çocuk; Ticaret işkolunda 21 çocuk; Genel İşler işkolunda 20 çocuk; Tekstil, Deri işkolunda 17 çocuk; Taşımacılık işkolunda 14 çocuk; Ağaç, Kâğıt işkolunda 11 çocuk; Kimya, Lastik işkolunda 7 çocuk; Enerji işkolunda 4 çocuk; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 3 çocuk; Madencilik işkolunda 1 çocuk; İletişim işkolunda 1 çocuk; Sağlık işkolunda 1 çocuk; Çalıştığı işkolu belirlenemeyen 6 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.

 

"Tarım Ve İnşaat İşçiliği, Hizmetlerde Ve Sokakta Çalışma"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın, okulda olması gerekirken çalıştığını tespit ettiği ancak “ulaşamadığı” tarım işçisi çocuklara esasında ulaşmakta olduğu belirtilen raporda Eski MEB Bakanı Ziya Selçuk'un 22 Temmuz 2020’de yaptığı paylaşımda mevsimlik çocuk işçileri tarlada ziyaret ettiğini 'yaz tatili kitaplarını, bir salkım domatesle takas ettiğini' belirttği hatırlatıldı.

 

"Çocuklar İçin En Kötü Ve Ağır Çalışma Biçimi Tarım İşçiliği"

Tarım işçiliğinin, çocuklar için “en kötü çalışma biçimleri” arasında yer aldığını, gezici mevsimlik tarım işçiliğinin ise tarım işçiliğinden de farklı olarak özellikle çocuk işçiler için pek çok risk barındırmakta olduğunu belirten İSİG Meclisi, Güneşe maruz kalma, böcek ısırması, tarım kimyasallarıyla temas etme, eğilerek çalışma, ağır yük taşıma gibi risklerin yanı sıra gezici mevsimlik tarım işçisi çocukların naylon çadırlarda yaşama, yeterli beslenememe, temiz suya ulaşamama, okula gidememe, gibi pek çok riskle de karşı karşıya olduğunu vurguladı.

 

"Tarım İşçisi Çocukların Çalışması Haftada 60 Saati Buluyor"

Tarım alanlarında çalışan çocuklar için diğer bir tehlikenin de parazitik ve diğer bulaşıcı hastalıklara yakalanma riski bulunması olduğu ifade eden İSİG Meclisi, tarım işçisi çocukların en önemli problemlerinden birisinin de uzun çalışma saatleri olduğunu, tarımda çalışan çocukların çalışma saatlerinin ortalamanın üzerine çıktığı ve haftalık 60 saati bulabildiğini belirtti.

Çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında sayılan tarımın, Türkiye’de ücretli ve ücretsiz aile işçisi çocuk işçiliğin en yoğun olduğu işkolu ve çocuk işçilik bakımından başlıca sektör olduğuna işaret eden İSİG Meclisi, tarımda çocuk emeğinin yoğun olmasının iki yönü bulunduğunu belirtiyor: Bunlardan biri tarımın çökertilmesi ve aile emeğinin yoğunlaşması ve çocukların da çalışmak zorunda kalması.

Diğer yönü ise mevsimlik işçilik. Çocukların mevsimlik işçiliğin kadınlar ile birlikte omurgasını oluşturduğunu vurgulanan raporda ve "Çocukları çekip alırsanız mevsimlik işçilik kalmaz" denildi.

 

"Çocuklar Sokaklarda Tehlikeli Ortamlarda Çalışıyor"

Tarımın ardından en fazla çocuğun çalıştırıldığı sektör ise hizmet sektörü (son dönemde moto kuryelik) ve sokakta çalışma olduğunu belirten İSİG Meclisi Sokakta çalışan çocukların genel olarak ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, araba camı silme, atık toplama gibi işlerde çalışırken, bu işler genel olarak kalabalık şehir merkezlerinde ve tehlikeli ortamlar olduğuna işaret etti.

 

"Çocuk İşçiler İş Cinayetleri, Şiddet Ve Tacizle Karşı Karşıya"

Raporda çalışma yaşının 10’un altına düştüğü, dengeli ve yeterli beslenmeyen, bir kısmı ise geceyi sokakta veya çöplüklerde geçiren çocukların çalışma sürelerinin haftanın 7 günü ve günlük 14 saate ulaştığı belirterek, "Bu çocuklar iş cinayetlerinin yanı sıra yaralanmalara, fiziksel ve ruhsal şiddete, cinsel tacize ve saldırıya, ağır aşağılamalara maruz kalıyor" denildi.

İnşaat işçisi çocukların genellikle ailenin diğer üyeleriyle ya da akrabalarıyla birlikte çalışmakta olduğu belirtilen raporda, genel olarak kalfalık, çıraklık yapsalar da iş yükü bakımından yetişkinlerle aynı biçimde çalışmaktıkları, yetişkinlerden farklı olan tek yönün ise daha düşük ücret almaları olduğu ifade edildi.

 

"7-8 Milyon Göçmen Çocuk İşçi Ucuz Emek Gücü"

Göçmen çocuk işçiliğe de değinilen raporda, yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye’de yaşayan Suriyeli ve Afganistanlı mülteci sayısının, kaydı bulunmayan göçmen ve mültecilerle birlikte tahminen 7-8 milyon civarında belirtildi. Nüfusun önemli bir kısmını oluşturan göçmen ve mülteci çocukları, tarım, sanayi, inşaat, ticaret gibi işkollarında günübirlik ve güvencesiz şekilde işgücü piyasasına dâhil oluyor.

 

"Göçmen Çocuk İşçilik: Ağır Çalışma Koşulları, Ücret Gaspı, Şiddet..."

Göçmen çocuk işçilerin patronlar açısından, ücret pazarlığı imkânı olmayan, ücret ödemelerini eksik yatırabileceği ya da geciktirebileceği, hakkını aradığında şiddet uygulayabileceği, zorla çalıştırabileceği ek bir çocuk işçi kitlesi anlamına geldiği vurgulanan raporda Neredeyse tamamı Suriyeli olan onbinlerce göçmen çocuk işçilerin tüm çocuk işçi ölümlerindeki oranı yüzde 10-12 aralığındadır. Bu çocuklar patronlar açısından, ücret pazarlığı imkânı olmayan, ücret ödemelerini eksik yatırabileceği ya da geciktirebileceği, hakkını aradığında şiddet uygulayabileceği, zorla çalıştırabileceği ek bir çocuk işçi kitlesi olarak görülüyor" denildi.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 186 çocuk; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 112 çocuk; Ezilme, Göçük nedeniyle 92 çocuk; Yüksekten Düşme nedeniyle 61 çocuk; Şiddet nedeniyle 56 çocuk; Elektrik Çarpması nedeniyle 44 çocuk; Yıldırım Düşmesi nedeniyle 41 çocuk; Patlama, Yanma nedeniyle 25 çocuk; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 14 çocuk; Kesilme, Kopma nedeniyle 13 çocuk; İntihar nedeniyle 9 çocuk; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 8 çocuk; Diğer nedenlerden dolayı 10 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.

 

Çocuk İşçilerin Ölüm Nedenleri

"• Trafik ve servis kazaları en çok çocuk işçi ölüm nedenidir. Çünkü mevsimlik tarım işçisi olan çocuklar tıka basa dolu minibüslerde, traktör kasalarında veya açık kasa kamyonetlerin yaptıkları kazalarda yollara savrulmaktalar.

• Yine önemli bir neden de boğulmalardır. Mevsimlik tarım işçisi çocuklar içme suyu veya genel kullanım için ihtiyaç olan suları derelerden ve su kanallarından sağlamaktadır. Ayrıca yazın 40 dereceyi aşan sıcaktan korunmak ve yine yıkanma ihtiyacı için girilen bu derelerde ve su kanallarında çocuklar boğulmaktadır.

• Ezilmeler metal, gıda, tekstil ve kimya işçisi çocukların sıkça karşılaştığı bir ölüm nedenidir. Ölmediklerinde de uzuv kaybı, kırılma gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Yüksekten düşmeler ise inşaat işçisi çocukların ilk sıradaki ölüm nedenidir.

• Şiddet ise korunmasız olan çocukların işyerlerinde ve sokakta karşılaştıkları bir ölüm nedenidir. Çocuk işçiler için maruz kalınan fiziksel ve psikolojik şiddet çoğu zaman gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiştir."

2013-2023 yıllarında 98 kız ve 573 oğlan çocuk işçi çalışırken hayatını kaybettti.

• İş cinayetlerinde ölen kız çocuklarının 6-14 yaş grubundaki oranı yüzde 21. Bu oran tüm yaşlardaki kadın işçi ölüm ortalamasının 3 katı kadar. Genel olarak bakıldığında tüm çocuk işçiler içinde bu oran tüm yaşlardaki kadın işçi ölüm ortalamasının 2 katı.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle: 4 yaşında 5 çocuk, 5 yaşında 5 çocuk, 6 yaşında 4 çocuk, 7 yaşında 7 çocuk, 8 yaşında 14 çocuk, 9 yaşında 13 çocuk, 10 yaşında 25 çocuk, 11 yaşında 16 çocuk, 12 yaşında 36 çocuk, 13 yaşında 44 çocuk, 14 yaşında 65 çocuk, 15 yaşında 99 çocuk, 16 yaşında 131 çocuk ve 17 yaşında 207 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti...

 

"Çocuk İşçiler 4 Yaşında Sokaklarda 13 Yaşında Tarımda 15 Yaşında Sanayide..."

Türkiye’de çocuk işçilik 4 ila 8 yaş aralığında başlıyor. Tarımda toplayıcılık, çobanlık ve mevsimlik tarım işçiliği yapan; sokakta mendil satan, cam silen çocuklar var. Ancak mevsimlik tarım işçisi ve sokakta çalışan çocukların sayısında 8 yaşından itibaren ciddi bir artış var. 10-12 yaşlarda tekstil ve metalde çalışan çocukları görüyoruz. 13-14 yaşlarından itibaren tarım, inşaat, sanayi ve hizmetlerde çalışan sayıları yüzbinlere ulaşan; 15-17 yaş grubunda ise tarım başta olmak üzere konaklama, ticaret, inşaat, metal, tekstil ve gıda gibi işkollarında çalışan milyonu aşkın çocuk işçi var.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre aylara şöyle: Ocak ayında 36 çocuk, Şubat ayında 27 çocuk, Mart ayında 31 çocuk, Nisan ayında 34 çocuk, Mayıs ayında 68 çocuk, Haziran ayında 68 çocuk, Temmuz ayında 105 çocuk, Ağustos ayında 119 çocuk, Eylül ayında 71 çocuk, Ekim ayında 45 çocuk, Kasım ayında 38 çocuk, Aralık ayında 29 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.

Rapora göre mevsimlik tarım işçisi çocuk ölümleri Mayıs ve Eylül aylarını içeren dönemde yoğunlaşıyor. Tarım işçisi çocuklar Mayıs ayı ile birlikte okulu bırakıyor ancak Ekim ayında okullarına dönebiliyor.

• Yine okulların kapanmasıyla birlikte Temmuz ve Ağustos aylarında “yaz aylarında” çalışan çocuk sayısının (tarıma ek olarak sanayi, inşaat ve hizmetler) kitlesel olarak arttığını belirtmeliyiz.

 

"MESEM'le Sanayilere Giden Çocuk İşçi Ölümleri Artıyor"

Yine rapora göre MESEM gibi uygulamalarla kitleselleşen “adı öğrenci olan işçiliğin” bir sonucu olarak da özellikle kış aylarında kentlerdeki OSB’lerden gelen çocuk işçi ölümlerine giderek daha sık şahit olunuyor. Örneğin son beş ayda 7 çocuk işçi (çoğu MESEM kapsamında) çırak ya da stajyer olarak çalışırken hayatını kaybetti. İSİG Meclisi rapırlarına göre 2013-2023 yıllarında Türkiye’nin 77 şehrinde çocuk iş cinayeti gerçekleşti.

Raporun Tamamı ve Grafikler İçin Tıklayınız. https://www.isigmeclisi.org/20970-mesem-tarim-ve-insaat-isciligi-sokakta-calistirma-kiskacinda-cocuk