Tarihten bugüne Newroz, ezilen halklar için her zaman; direnişin, mücadelenin, başkaldırının, isyanın günü olmuştur. Demirci Kawa'nın yaktığı kıvılcım her geçen gün daha da büyüyerek ezilen halklar için umut, zalimler ve zulümkarlar için korku olmaya devam etmektedir.
Kapitalist düzenin temsilcileri zamlara, hayat pahalılığına düşük ücret artışlarına, açlığa, sefalete toplumun pandemi sürecinde olduğu gibi sessiz kalacağını, bunlara da alışacağını düşünüyordu. Arada ses çıkaran olursa da onları da baskı ve şiddetle bastırmayı umuyordu. Ses çıkaran küçük azınlığı ezerek toplumun tamamına mesaj vermiş olacaktı.
Bir yanımız savaş tamtamları, bir yanımız emek cehennemi! İçeride ve dışarıda bıçak sırtında sürüyor hayatımız. Ne tarafa dönsek, kimi dinlesek, hangi kesime yönelsek... serzeniş, öfke ve isyan!
Korkularını her geçen gün daha fazla dillendirmeye başlamaları her şeyi daha fazla gün yüzüne çıkarıyor. Korkularını açığa vurdukça, toplumsal tepki de büyüyerek artıyor. Burjuva sınıf ve dinci-faşist iktidar içinde yaşanan telaş, gemiyi ilk terk eden fareler misali kaçışlar, itiraflar...
İnsanlık tarihinde gelişimin en önemli itkilerinden biri alet yapımıdır. İnsanı diğer canlılardan ayıran şey de alet yapabiliyor olmalarıdır. (İnsan alet yapan hayvandır - Benjamin Franklin) Bu aletler kabaca yaşamlarını sürdürebilmeleri/ kolaylaştırabilmeleri için geliştirdikleri araçlar olarak tanımlanabilir.