31 Mart'ta iptal edilen ve 23 Haziran'da tekrar edilen İstanbul Belediye Başkanlığı Seçimleri, 23 Haziran/ Pazar günü gerçekleşti. 31 Mart’ta ortaya çıkan sonuç, bu seçimde de benzer şekilde tekrarlandı. CHP’nin başını çektiği faşist İYİ Parti’nin açıkça desteklediği burjuva düzen partisinin adayı İmamoğlu seçimi açık farkla kazandı. Bu sonucu herkes kendi cephesinden yorumlarken, gençliği devrimci saflarda örgütlemeyi hedefleyen, gençliğin ileri kesimlerini simgeleyen bizler sonuçları nasıl yorumlamalıyız?
Geleceksizlik, bugünlerde biz gençlerin en çok hissettiği sorunlardan, yaşadığımız toprakların en çıplak gerçeklerinden biri. Her dört gençten birinin işsiz kaldığı, yurtdışı beyin göçünün giderek arttığı, üç milyondan fazla 15-24 arası gencin ne çalıştığı ne de okuduğu bir ortamda, gençlik kendini hayattan kovulmuş, geleceksiz hissetmesin de ne olsun?
Yaşlı dünyamız her geçen gün giderek büyük gelişmelere sahne olmaya devam ediyor. Sermaye sınıfına karşı proletaryanın savaşımı giderek derinleşiyor. Ekonomik ve politik kriz sadece yaşadığımız topraklardaki egemenleri değil, dünya genelindeki birbirine binlerce zincirle bağlı bulunan sermaye sahiplerini bunalıma sokmuş durumda.
Bir seçim daha ardımızda kaldı. Kriz gerçekliğiyle yüzleşen, derin bir sefalet içinde yaşamak zorunda kalan Türkiyeli emekçilerde, gençlerde, kadınlarda bir değişim isteğinin açıkça dillendirildiği bir ortamın içindeyiz. Seçime gelinen süreçte ekonomik ve politik kriz Türkiye ve Kürdistan coğrafyalarında daha derin, yoğun hissedilir bir hale geldi ve bu krizin yaratmış olduğu öfke, dinci-faşizmden kurtulma isteği, arzusu ve beklentisi hiç olmadığı kadar arttı.