Komünistlerin izlemesi gereken politikanın ana çizgileri;
Güney Kürdistan’da özgür bir ortamın oluştuğundan söz edilebilir mi? Kürt halkının kendi iradesini özgürce kullanabileceği tam özgür bir ortam, ancak emperyalizmin egemenliğine son verildiği, bölgedeki ilhakçı devletlerin ve bölgedeki tüm gerici devletlerin baskısı ve kuşatmasının ortadan kalktığı koşullarda gerçekleşebilir.
Fakat Güney Kürdistan, tüm bu koşulların oluşmasını beklemeden doğmuş olan sınırlı serbest hareket etme ortamından yararlanarak ve kendi kurumlarınca yapılan bir referandumda, bağımsız bir Kürdistan yönünde kendi iradesini ortaya koyabilir. Fırtınalı bir ortama rağmen, bağımsızlık yönünde adımlar atılabilir.
Referandumda bağımsızlık kararının çıkmasıyla, Güney Kürdistan fiilen ve devletler sistemi açısından hemen bağımsız olması beklenmemeli. Bağımsızlık referandumundan, gerçekleşmiş bağımsızlığa giden daha uzun bir yol var. Bu da bugüne gelene kadar olduğu gibi; uzun, sancılı, engelli, sert bir süreç alacaktır.
Proletarya enternasyonalizmi görüşüne sahip gerçek, devrimci komünistler olarak, onyıllardır, Kürt ulusunun (Kürdistan’ın) ulusal kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz. Bu yönde ısrarlı, ilkeli bir ajitasyon çalışması yaptık.
Ulusların kendi kaderini tayin hakkı, politik bir haktır. Ezilen ulusun, bağımsız devlet kurma hakkı da içinde olmak üzere kendi geleceğini kendisinin belirlemesidir. Kürt ulusu, kendi üzerinde, politik tasarruf hakkına sahiptir. Bu hakkı, ezilen ulus yalnızca kendisi kullanabilir.
Ulusal kendi kaderini tayin hakkı, bugün Güney Kürdistan’da karşımıza somut olarak çıkmıştır. Güney Kürdistan’ın (Başur) ayrılma yönünde referanduma gideceği bir süreçte, politikamızı somut olarak ortaya koymalıyız.
Somut bir durum karşısında politika belirlerken Leninist ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini temel alıyoruz. Nasıl ki Rojava Devrimini sonuna kadar desteklediysek aynı anlayıştan hareketle Güney Kürdistan’ın bağımsızlık referandumunu ve Kürdistan’ın ayrılma hakkını kullanması yönündeki adımlarını destekliyoruz.
Güney Kürdistan’ın bağımsızlık yolunda attığı adımlar ve bağımsız olması, bölgedeki ilhakçı, ezen ve egemen ulusların ve bölgedeki tüm gerici devletlerin, bölgedeki egemenliğine karşı demokratik bir adımdır.
Rojava Devriminin tüm bölge üzerindeki devrimci ve demokratik etkisiyle birlikte, Başur’un bağımsızlık adımları yaratacağı demokratik ortamla birlikte, bölgede ileri sonuçlar yaratır. Güney Kürdistan yönetiminin emperyalizm ve bölgenin gerici devletleriyle girdiği işbirliği, onların işbirlikçi karakteri; Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının tanınması önünde engel oluşturmamalı.