Rojava’da SİHA’larla katledilen meslektaşlarını anmak isteyen gazeteciler, 21 Aralık günü Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği’nin (MKG) çağrısıyla İstanbul Şişhane’de düzenlenen basın açıklamasına saldıran polis 59 kişiyi gözaltına aldı, 7’si gazeteci 9 kişi tutuklandı.
Basın emekçileri, meslektaşlarının katledilmesini ve tutuklanmasını protesto için İHD’de bir basın açıklaması düzenledi. Yine DFG ve MKG’nin çağrısı ile toplanan basın emekçileri ile siyasetçiler, demokratik kitle örgütlerinin katıldığı açıklamada, “Basın Susturulamaz” pankartı asıldı.
Tutuklanan gazeteci arkadaşlarımız Serpil Ünal, Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın, Can Papila ile Hacı Ugis ve İmam Senol.
Açıklamaya, çok sayıda özgür basın emekçisinin yanı sıra, DEM Parti milletvekili Çiçek Otlu, DAD Eşbaşkanı Kadriye Doğan, Mücadele Birliği, ESP, Partizan, Alınteri, Devrimci Parti, Limter-İş, Dev Tekstil-İş, SGDF, ÇHD, ÖHD, Kadın Zamanı Derneği, Aralık Feminist Kolektif, KBG ve EKA katıldı.
Atılım Gazetesi’nden Nadiye Gürbüz yaşananları kısaca özetledikten sonra gazeteciler adına ortak basın metnini Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Ezgi Çadırcı okudu.
“Gazetecilik mesleği giderek en tehlikeli meslekler arasına girerken, mafya baronları, uyuşturucu tacirleri, kadın ve çocuklara şiddet uygulayan, katleden, taciz, tecavüz, istismar saldırısında bulunanlar, yolsuzluk yapanlar güven içinde hareket ediyor ve yaşıyor. Bugün bu ülkede gazeteci olmak, mafya baronu olmaktan daha tehlikeli!” denilen açıklamada İsrail'in Filistin'de gazetecileri hedef alan saldırılarını 'kınayan' iktidarın, bizzat kendisi İsrail ile aynı yöntemleri kullanarak gazetecileri hedef aldığı söylenerek özgür basın çalışanlarının yaptıkları haberler için sadece dava, hapis, gözaltı ile uğraşmadığı, hayatlarıyla da sınandığı vurgulandı.
Açıklamada, “Çatışma bölgelerinde hayatlarını korumakla mükellef olduğu gazetecileri hedef aldığı yetmemiş gibi gazetecilerin katledilmesini protesto eden gazetecileri de hedef almaktadır. İstanbul'da anayasal bir hak olan basın açıklamasına katılmak isteyen gazeteci arkadaşlarımız, tüm yasalar çiğnenerek, anayasa ayaklar altına alınarak işkence ile gözaltına alınmıştır. Gazeteci arkadaşlarımız Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın, Can Papila ile gazetecilerle dayanışan yurttaşlardan Hacı Ugis ve İmam Senol tutuklanmıştır.” denildi.
“Çünkü gerçeğin gücü daima egemenleri, iktidarları korkutur. Çünkü halkın gerçeğin gücünü keşfetmesi her baskıcı iktidarın kabusudur. İşte gazeteciler bu keşfin aracılarıdır ve o yüzden hedeftir.” denilen açıklama, “Ancak asla vazgeçmeyeceğiz, asla! Gazeteciliğin onurunu her koşulda savunacağız! Gazeteci arkadaşlarımız derhal bırakılmalıdır! Yaşasın Özgür Basın!” denilerek son buldu.
Daha sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Mahsum Sağlam konuştu, Mahsum Sağlam, kim gazeteci olup kimin olmadığını iktidarın mı belirleyeceğini sorarak, gözaltında yaşadıklarını anlattı. İşkence, hakaret ve ölüm tehditlerine uğradıklarını söyleyen Sağlam, Şişhane'deki eyleme katıldığı için tutsak edilerek Silivri Hapishanesine götürülen gazetecilerin mesajını iletti: "Nazım ve Cihan'ın kalemini yere düşürmedik. Biz buradayken biliyoruz ki dışarıda olan arkadaşlarımız da bizim kalemimizi yere düşürmeyecek. Hakikatin peşinden gitmeye devam edecekler."
Gözaltına alınanları savunan ÖHD’den Av.Esra Kılıç bir konuşma yaparak, eylemde iki üyelerinin de gözaltına alındığını söyledi, “Gözaltı sürecinde; ters kelepçe, işkence, hakaret eylemleri olduğunu gördük. Tutuklanan müvekkillerimiz de çıplak arama ve işkenceye maruz bırakıldı. Bu Cuma günü suç duyurusunda bulunacağız. Gazetecilerin karşı karşıya kaldıklarına karşı tüm hukuki yollara başvuracağız” dedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de “Akıl dışı diye tariflediğimiz gerekçelerle insanlar gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Türkiye kendi yasalarını ihlal ediyor. İşkence yasağı ihlal ediliyor ve mağdur edilenler tutuklanarak işkence gizlenmeye çalışılıyor. Halkın haber alma, halkın tarihin hafızası, adalet mücadelesinin olmazsa olması bu faaliyetlerin cezalandırılması hepimizin adalet mücadelesine vurulmuş ağır bir darbe.” dedi.
DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu “Nazım’ı nereden tanırsınız?” diye sorarak cevapladı: “19 Aralık’ta Taybet Ana katledildiğinde, cenazesi sokakta bırakıldığında, bu hakikati Nazım tüm halka duyurmuştu, oradaki özgürlük umudunu bize iletmişti. Nazım ve Cihan bu hakikati Rojava’da tüm dünya halkalarına duyurmak için haberlerini yapıyorlardı.” dedi. Otlu, Daştan ve Bilgin'in saray medyasının yalanlarını ifşa ettiğini, Rojava'daki gerçekliği halka duyurduğunu da hatırlattı.
DEM Parti MYK üyesi Musa Piroğlu da “Gazeteciler tutuklanıyor, baroya soruşturma açılıyor. Bir bütün ülke abluka altına alınmaya çalışıyor. Halka sefalet, yoksulluk, çürüme dışında bir şey sunmayan iktidar kendini kalıcı haline getirmeye çalışıyor. Özgür basını susturmak istiyorlar, susturamayacaklar. Çünkü onlar katledilen kadınların, yoksulların, işçilerin sesi” dedi.
Demokratik Alevi Derneği (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan da tutuklananlardan birinin derneklerinden olduğunu vurgulayarak “Kalemleri yere düşmezken bizlerin de canlara mücadelelerinde ortak ve destek olması gerekiyor.” dedi.
SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, “Bizler de işkenceye maruz kaldığımızda onlar da bunu yansıtmak için orada oluyordu. Onlar birer eylemciydi, bizim bu mücadelede omuz omuza yürüdüğümüz yoldaşlar kendileri. Devletin her türden saldırısıyla karşı karşıyayız. 2 Aralık’ta da yoldaşlarımız Rojava’yı savunduğu için tutuklandılar. Hemen ardından Cihan ve Nazım’ı andıkları, onların sesini sokaklara taşıdıkları için tutuklandılar” dedi.
Konuşmaların ardından açıklama “Özgür basın susturulamaz” sloganlarıyla son buldu.
Tutsak gazetecilerle dayanışma çalışmaları kapsamında 27 Aralık Cuma günü gözaltına alınanlara yönelik işkence saldırısına ilişkin ÖHD avukatları Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde saat 13.00'te suç duyurusunda bulunacak.
30 Aralık Pazartesi günü saat 14.30'da Beyoğlu Postanesinden tutsak gazetecilere kitap ve mektup gönderilecek. Aynı gün akşam saat 20.00'de hashtag çalışması yapılacak.