< "Asgari Ücreti Belirlemesi Gereken Komisyon Değil Direnen İşçilerdir"

 

Bugün Ankara'da Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri sürerken, Hakkkmı Ver Kampanya Grubu Ankara, İstanbul ve İzmir'de eylem yaparak Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarının bir orta oyunundan ibaret olduğunu vurgulayarak tüm emekçilere "İnsanca Yaşam Güvenceli Çalışma" talebiyle 15 Aralık'ta Ankara'da Meclis'e yürüme çağrısında bulundu.

Bugün Ankara'da Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri yapılırken, Hakkımı Ver Kampanya Grubu Ankara İstanbul ve İzmir'de eylemler yaparak hedef enflasyon üzerinden asgari ücret belirlenmesine karşı "İnsanca Yaşam Güvenceli Çalışma" talebiyle eylemler yaparak tüm işçi ve emekçileri, kadınları, gençleri, köylüleri, esnafı 15 Aralık'ta Ankara'da taleplerini haykırmak üzere meclise yürürmeye çağırdı.

Ankara'da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde basın açıklaması düzenledi.

İzmir'de Karşıyaka İş Bankası önünde ve İstanbul'da Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü önünde eylem gerçekleştirdi. Eylemlerde, "Asgari ücretle Bakanlar, Patronlar Geçinsin! Biz Geçinemiyoruz!" yazılı pankart açıldı.

İstanbul'da SGK İl Müdürlüğü önüne "İnsanca Yaşamak İstiyoruz", "Asgari Ücretle Sen Yaşa Mehmet (Şimşek)" sloganlarıyla yürüyen Hakkımı Ver Kampanya Grubu bina önüne kurulan polis barikatı önünde konuşan Osman Çokaman Asgari Ücret Tespit Komisyonunun ilk toplantısının ardından Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın "İşçiyi de iş vereni de üzmeyeceğiz" yönündeki açıklaması yaptığını, fakat bu açıklamasını gerçeklikle geliştiğini belirterek "Ya patronlardan yana tavır alacaksınız, ya da milyonlarca işçinin emekçinin insanca yaşam koşullarını sağlayacaksınız" dedi. Anayasal hakları için yürümek isteyen Polonez işçilerinin önünün polis barikatıyla kesildiğini, akşam saatinde SGK İstanbul İl Müdürlüğü önünde sembolik basın açıklaması yapılırken önüne polis barikatı kurulduğunu söyleyen Çokaman, "Bu devlet, bu iktidar açık açık patronlardan yana tavır alıyor. Bu yüzden de Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının da bir orta oyunu olduğunu biliyoruz" dedi.

"Asgari Değil İnsanca Yaşam", "Asgari Ücretle Bakanlar Yaşasın", Asgari Ücretle Sen Yaşa Mehmet" sloganları atılan eylemde basın açıklamasını Burcu Çıra okudu.

 

"Çalışma Bakanlığı Patronların Yanındadır"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen 2025 yılı asgari ücretinin belirlenmesi için Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmelerinin ilk toplantıda patronları temsil eden TİSK ve işçileri temsil ettiği iddia edilen Türk-İş Konfederasyonu'nun bulunduğunu, her kesimin temsil edildiği iddia edilen bu toplantının bir orta oyunundan ibaret olduğunu belirten Çıra, "Hükümeti temsilen masada olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iddia edildiği gibi taraflara eşit mesafede değildir.

Hükümet bütün güçleriyle bugün patronların yanındadır. Sendikal hakları için Ankara’ya yürümek isteyen Polonez işçilerinin yolunun polisler tarafından kesilmesi, şiddete maruz kalmaları bile bu gerçeği göstermektedir" dedi.

 

"Asgari Ücret Tespitinde Muhatap Türk İş Değil Direnen İşçilerdir"

İşçileri temsil iddiasıyla masada olan Türk-İş Konfederasyonu'nun da bu nitelikten uzak olduğuna işaret eden Çıra, ülkede en çok üyeye sahip konfederasyon olmasına rağmen Türk-İş'in işçilerin yaşadığı yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı harekete geçmediğini ve etkili bir mücadele örgütlemediğini vurgulayarak "Asgari ücret belirlenirken muhatap alınacak yer tespit komisyonu değil ülkenin dört bir yanında direnen işçilerdir. Bu memlekette işçilerin insanca yaşamasını sağlamak istiyorsanız, gidin direnen işçilerle konuşun, onların görüşlerini alın" dedi.

 

"İktidar İşçileri Ucuz Emek Gücü Olarak Pazarlıyor!"

İktidarın da işçilerden yana olmadığını, ülkenin halkını uluslararası şirketlere ucuz ve güvencesiz emek gücü olarak pazarlamak, ülkeyi uluslararası tekellerin üretim üssü, maden sahası haline getirmek için çalışmakta olduğunu vurgulayan Çıra "İşçiler sadece bir maliyet kalemi olarak görülmektedir. Ücretler ne kadar aşağıya çekilirse, patronlar için kâr oranları o kadar artacaktır. Tam da bu yüzden Merkez Bankası Başkanı’ndan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan patron örgütleri olan TÜSİAD’a, MÜSİAD’a, İhracatçılar Meclisi’ne kadar herkes asgari ücretlerin düşük tutulması için açıklamalarda bulunmaktadır" dedi.

 

"Yüzde 25 Zam IMF'nin Asgari Ücret Kararıdır"

Asgari ücrete Orta Vadeli Program kapsamında hedef enflasyon oranında yüzde 25’dayatılmak istendiğini ve bunun da bizzat uluslararası sermayenin merkezi örgütleri tarafından belirlendiğini belirten Çıra, Tayyip Erdoğan IMF’ye laf etse de bugün ülkemizde uygulanan ekonomi programı bir IMF’siz IMF programıdır. Ve asgari ücretin hedef enflasyona göre belirlenmesi fikrini bizzat IMF dile getirmiştir. IMF'nin Türkiye Masası Başkanı Jim Walsh, asgari ücretin geçen seneki gibi yükseltilmemesi gerektiğini, bu durumun enflasyon için risk oluşturduğunu söylemiştir. Yani bildiğimiz bir yalan tekrarlanmış, ücretler artarsa enflasyon artar denmiştir" dedi.

 

"Enflasyona Sebep Olan İşçilerin Ücretleri Değil Patronların Kârıdır"

"Enflasyona sebep olan işçilerin ücretleri değil patronların kârıdır. Bir yıldan uzun bir süredir kemer sıkma politikaları uygulanmasına rağmen yoksulun evindeki enflasyonun düşmemesi bunun en büyük kanıtıdır" diyen Çıra IMF'nin asgari ücreti yoksulluğun yok edilmesi değil yoksulların yardıma muhtaç hale getirilmesi önermekte olduğuna dikkat çekti.

 

"Kuralsız Ve Güvencesiz Çalışma Koşullarını Ortadan Kaldırın!"

Biz bu memlekette emeğiyle geçinen, bu memleketin bütün güzelliklerini üreten milyonlarca işçi ve emekçinin 'Artık yeter!" dediğini Asgari ücreti belirlenirken tek kişilik değil bir hane halkının geçim koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Çıra, "İşçileri asgari ücrete mahkûm eden sendikasız, kuralsız ve güvencesiz çalışma koşullarını ortadan kaldırın. Sendikalaşma hakkının önündeki tüm engelleri kaldırın. Ancak o zaman bu memlekette asgari ücret görüşmelerinin demokratik, hakkaniyetli bir duruma gelmesini sağlayabilirsiniz" dedi.

 

"15 Aralık'ta Ankara'dayız!"

Bu koşullar sağlanmadan yapılan görüşmelerin işçilerin koşullarını düzelteceğine inanmadıklarını da vurgulayan Çıra sözlerini "Tam da bu yüzden tüm işçileri, insanca yaşamak için mücadeleye çağırıyor, 15 Aralık’ta Ankara’da talepleriyle “Hakkımı ver” diyerek meclise yürümeye davet ediyoruz!" diyerek tamamladı.

Eylem "Asgari Değil İnsanca Yaşam", "İnsanca Yaşam Hakkımı Ver", "15 Aralık'ta Ankara'dayız" sloganlarıyla sona erdi.

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.