6 Şubat depreminin enkazından Antakya’da doğan “Geri Döneceğiz” İnisiyatifi, “Kentimizin Hikayesi, Bir Antakya Anlatısı” ile İstanbul’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde idi.
"Sana bir dal reyhan bıraktım / bu şehirde bir dal reyhan" diyen Geri Döneceğiz İnisiyatifi, depremden çok önce Antakya’nın tarihini, çok kültürlülüğünü, çok dilliliğini, defnelerini, zeytin dallarını anlatmaya başladığı bu şiirsel oyunu, daha önce kısa kesitler halinde çeşitli etkinliklerde sergilemişlerdi. Bilgin Neşe’nin yazdığı, ses ve tekniği Hüseyin Para’nın düzenlediği ve Canser Dayanır’ın oynadığı "Bir Antakya Anlatısı", uzun versiyonuyla ilk defa İstanbul’da sahnelendi.
Antakya’nın hikayesini şiirlerle, ağıtlarla anlatan oyun, önümüzdeki günlerde bir çok şehirde sahnelenecek.
“Defne'den, Apollo'dan Eczacı Eskülab'a / Adonis'ten, Şeyh Yusuf el Hekim'e, Zeki el Arsuzi'ye... / Meryem'den Cemil Hayek'e... / Kültür, sanat ve direniş ile / Sana yeşil dallarla geliyoruz... / Elimizde bahhur ve reyhan... / kış'a kıran'a inat geri döneceğiz...
Uzat elini elime... kalbim kalbine değsin... yine kavuşalım seninle... bir mahalle kahvesinde... şehir meydanında... nehir kenarında...
Biz şehrin hikâyesini anlatalım. Sen türkünü söyle...”
Yaklaşık 50 dakika süren oyunun ardından sahneye davet edilen Bilgin Neşe, Hüseyin Para da oyuna, Antakya’ya ve Onur’a dair sözlerini söylediler. Sahneye Ayışığı Ekin Sanat Derneği adına davet edilen Esra Yeşilova da, aynı saatlerde İstanbul’da bir etkinlik düzenleyen Antakya Dayanışması’nın gönderdiği mesajı okudu ve Onur Kopran’ı andı bir kez daha.
“Sizin geleceğiniz bir şehir kalmadıysa da biz size Antakya’yı getiriyoruz. İçindeki düşlerle, özlemlerle.
Uzat elini elime.. kalbim kalbine değsin.. yine kavuşalım seninle.. bir mahalle kahvesinde.. şehir meydanında.. nehir kenarında... Biz şehrin hikâyesini anlatalım. Sen türkünü söyle...
Şehrimizi anlatıyoruz... Mahalle mahalle, semt semt, şehir şehir...
Hikâyelerimizi anlatıyoruz. Tarihimizi anlatıyoruz.
Çünkü yedi kere yıkılmış bir kenti nasıl kurduysak her keresinde, bir daha kurmak istiyoruz.
Arapça şarkıların Ermenice ağıtlara karıştığı..
Rum, Süryani, Yahudi son kalanların bir masada anılarını yâd ettiği.. Belki bir gün tüm sevdikleriyle yeniden bu kente döndüğü.. Türklerin, Kürtlerin, Çerkezlerin tüm ayrıştırmalara rağmen ve inat bir arada yaşayabildiği bir kent...
İçinde hepimiz varız bu hikâyelerde..
Çünkü anlatılan artık hepimizin hikâyesidir...”
Kentimizin Hikayesi Bir Antakya Anlatısı, 6 Şubat günü Samandağ, 8 Şubat günü Serinyol, 18 Şubat günü Adana’da izleyicileriyle buluşacak.