Giriş

Emperyalist-kapitalist sistemin eşitsiz gelişim yasası işlediği sürece her devrimin farklı bir seyir, tempo, güç ya da sorunlar yaşayacağına ilişkin herkesin bildiği gerçeğin üzerinde fazla durmaya gerek yok. Eşitsiz gelişim, aynı tarihi dönemi paylaşan ülkelerin devriminde olduğu kadar, uzak ara birbirinden farklı dönemlere ait devrimle için de geçerlidir. Bu nedenle Marksizmin ustaları teorilerinin her dönem tekrar edilecek bir amentü değil, bir eylem kılavuzu olduğunu birçok defa vurgulamak zorunda kalacaktır.

Herkesin pekala bildiği bu genel doğrulara dikkat çekmemizin nedeni bu topraklarda devrimin daha önce pek az karşılaştığı türden karmaşık, gerçek içeriği pek az anlaşılan bir seyir izlemeye başlamasıdır. Lenin’in sözleriyle “hızlı bir yükseliş ve ani bir düşüşle çevrimsel bir nitelik taşıyan bu daha karmaşık tipteki yeni gösteri biçimi” (Ekim Devrimi Dosyası, s.79), yine Lenin’in ifadesiyle “bir gösteriden çok, bir devrimden az” olmasıyla ayırdedilir. Kuşkusuz, önceki dönemlerin sürekli, tempolu, her çeşit oportünizmi tatmin edebilecek düzeyde enerjik gösteriler dizisine alışkın olanlar, ani düşüşler ve hızlı yükselişler arasındaki tarih uzadıkça, önceki dönemde işe yaramış olan, alışageldik formülasyonların işe yaramadığını gördüler. Bu gibi, bizzat devrimin kendisinin, sanki aşılmaz gibi görünen karmaşık, daha üst düzey sorunlarla yüz yüze olduğu durumlarda hareketin geneli için sol sapmalar kadar sağ sapmalar da ortaya çıkar. Özellikle de Marksizmi asıl kaynaklarından öğrenmek yerine ikinci el kaynaklardan, dolayımlarla öğrenme yoluna gidenler açısından neredeyse bir yazgı kesinliğinde bir durumdur bu.

Her zaman dikkat çektik: Lenin hakkında yazılmış başka kitapları okuyarak Lenin anlaşılmaz. Bunu yazan Stalin bile olsa... Stalin de yazdığı eserlerde, yalnızca ele aldığı sorun çerçevesinde Lenin’den yararlanma ve onu bir kılavuz olarak değerlendirme yoluna gider. Lenin’i doğrudan kendi eserlerinden öğrenmek, şu ya da bu sorun etrafında şekillenen tek yanlılığı aşmanın bir yöntemidir.

Seçimler ve parlamento sözkonusu olduğunda Nimtz, Lenin’in fikirlerini öğrenmek için güvenilir bir kaynak olamıyor. Bunu daha kitabın kapağından anlıyoruz: Lenin’in Seçim Stratejisi. Seçimi bir strateji düzeyine yükseltmek, marksizme aykırıdır. Bolşevik Parti’nin stratejisi işçi-köylü demokratik devrimi yoluyla sosyalizme geçmektir. Taktiği, çarlığı devirip demokratik cumhuriyeti kurmak; sekiz saatlik işgünü ve malikane topraklarına el koyma şiarlarıyla, işçi ve köylü kitleleri silahlı ayaklanmaya hazırlamaktır. Strateji ve taktiğin içeriği budur. Parlamentoya dair tutum, ister katılım ister boykot, özel dönemlerin özel koşullarına bağlı savaşım biçimi ve araçlarıdır sadece. Troçki’ye hayranlığını gizlemeyen Nimtz, "parlamento içi mücadele"ye dair, Toplu Eserler’de, kendi tezlerine dayanak olacak alıntılar bulmakta zorlanmamış. Bunda şaşılacak bir şey yok. Tarih boyunca Marksizmin ustalarını “kendi nanelerine alet etmek” için uygun alıntılar yapanlar hep vardı. Nimtz de kitabı boyunca, Lenin’in İki Taktik ve II. Enternasyonalin Çöküşü döneminde yazdığı bir dizi makaleyi görmezden gelerek, meselenin tek yanlı sunumunu yapmış. Denecek ki görmezden gelinen bu kitap ve makaleler, Lenin’in "parlamento içi mücadele" konusunda yazdıklarının yanında, pek az bir yer tutuyor. Sadece şunu hatırlatmakla yetinelim: Engels, 1894’te Fransa’da Sınıf Savaşımları için uzun bir giriş yazmıştı. Konusu, 1848 barikat savaşlarının güncel değerlendirmesiydi. Kautsky, bu uzun yazıdan sadece birkaç paragrafı kesip yayımlayınca Engels çok kızdı: “Öyle bir budanmış ki, ben, her ne pahasına olursa olsun, barışçıl bir legalite tapınıcısı gibi görünüyorum.” (Seçme Yazışmalar, Cilt 2, s 322)

Nimtz’in kitabı üzerinde uzun durmak gereksiz. Troçkizme sempatisini saklamayan bu tür insanlar, 70’li yıllarda tamamen hareketin dışına itilmişti. 90’lı yıllarda sosyalizmin dağılışı, hareke küçük-burjuva saflardan katılanlar üzerinden, Leninizmi silme çabasına güç verdi. Ancak, 21. yüzyıl ayaklanmaları, Leninist tipte parti ve onun taktiklerinin önemini kanıtlayınca, Nimtz gibiler kendilerini en sıkı Leninist pozunda göstermek zorunda kaldılar.

 

Devam Edecek...

 

Umut Çakır'ın Yeni Dönem Yayıncılık'tan 2019'da yayınlanmış olan Seçimler Ve Devrimci Politika kitabından alınmıştır. Kitaba ulaşmak için tıklayınız.